Uzun toplantılar, çok sayıda iş gezisi, PC başında geçen yoğun bir işgünü nedeniyle bilinçli bir beslenme tarzı hakkında düşünmek için fazla zamanınız olmadı.
Günlük çalışma hayatındaki stres ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları metabolizmanın dengesinin bozulmasına, aşırı kiloya ve dolayısıyla sağlığın bozulmasına sebep olur. Bilinçli beslenme ise aynı zamanda başarının anahtarıdır, performansınızı arttırır ve size uzun vadeli enerji ve canlılık kazandırır.
Peki sağlığınız için iyi bir planlama nasıl yapılır ve günlük çalışma rutininize verimli bir şekilde nasıl entegre edilir?
Güne enerji dolu besleyici bir kahvaltı ile başlayın.
İş gezilerinde tam tahıllı ekmekler, peynir, çiğ sebze ve meyveler idealdir. Bu yiyecekler zahmetsizce hazırlanabilir ve yanınıza almak için kolayca paketlenebilirler.
Yiyeceklerinizi masanızda çalışma sırasında aceleyle değil, bilinçli bir şekilde tüketin.
Yürüyüş, okuma ve spor gibi aktivitelerle huzurunuzu ve dengenizi arttırabilirsiniz Öte yandan, otojenik egzersiz veya kas gevşemesi gibi teknikler, iç huzursuzluğunu, gerginliği ve kaygıyı azaltmaya yardımcı olur.
Ofiste açık pencerede derin bir nefes alın ya da öğle tatilinde açık havada yürüyüş yapın. Hatta ofis içinde dolaşarak biraz egzersiz yapın veya asansör yerine merdivenleri kullanın.
Uzun süre yollarda zaman harcayan, sık seyahat edenler için sağlıklı beslenmek zor olabilmektedir. İçerisine çeşitli yemekler koyabileceğiniz bir beslenme çantası size bu anlamda pratik bir çözüm sunar.
Yollarda veya seyahat esnasında yemek yemek için çoğu zaman yeterli zamanınız olmaz ve yol üstündeki restoranlar çoğu zaman pahalı veya sağlıksız yiyecekler sunabilir. Bu nedenle de çoğu zaman bilinçsizce ve alelacele yemek yediğimiz, sağlıksız fast food seçeneklere yöneliriz. Oysa çok daha iyi bir alternatif var: Evde hazırlanan taze ve sağlıklı yemekleri yanımızda götürmek. Bunun için özel olarak tasarlanmış beslenme çantalarıyla yiyeceklerinizi kolaylıkla yanınızda taşıyabilirsiniz.
Örneğin, Bento kutusu Japonya'da geleneksel olarak kullanılan pratik bir beslenme çantasıdır. 1.000 yıl önce, bambu saplarından yapılan bu kutuları askerler, çiftçiler ve balıkçılar beslenme çantası olarak kullanıyordu. Günümüzde de bu pratik ve zarif Bento kutuları, öğrencilerin ve iş adamlarının evden uzaktayken de ev yemeklerinin tadını çıkarmasını sağlıyor.
Bento kutusunda, çıkarılabilir bölmeler ve iç kaplar yardımı ile farklı yiyecek türlerini saklayarak yemeğinizi ayrı ayrı bir araya getirebilirsiniz.
Kutunun kenarında çatal bıçak takımı için de ayrı bölüm bulunur.
Bento kutuları birçok farklı tasarımda mevcuttur.
Stres altındayken her şey üstünüze üstünüze gelir ve görünürde bir çıkış yolu da yoktur. Aşırı sıkıntılar uzun vadede sizi gerçekten hasta edebilir. Böyle bir durumda vücutta ne gibi değişiklikler olur ve tipik uyarı sinyalleri nelerdir?
Fazlaca zorlanma, hiperaktivite, huzursuzluk, telaşlı veya tehdit altında hissetmek… Kronik stres durumunda vücut sürekli alarm halindedir ve uzun vadede bu son derece yorucu ve aynı zamanda sağlık açısından riskli bir durumdur.
Artık stresin insanları hasta edebildiği bilinen bir gerçek. Sürekli stres altındaysak, çoğu vücut fonksiyonumuz maksimumda çalışırken (örneğin, kardiyovasküler, hormon ve sinir sistemleri), bazıları ise birer birer yavaşlar (bağırsak faaliyeti gibi). Bu durum dolaşım sayesinde organlara ulaşan birçok stres hormonu tarafından tetiklenir.
Stres altındaki kişilerde sık görülen durumlar:
Kanda yüksek kan şekeri veya kolesterol düzeyleri
depresyon ve anksiyete
enfeksiyon ve kansere duyarlılığı artıran zayıflamış bir bağışıklık sistemi
Dolayısıyla stres semptomlarını uyarı sinyali olarak algılamak sağlık açısından çok önemlidir.
Sağlık düşmanı stres, kafada başlar. Buna nasıl engel olabilir, ne yapabilirsiniz? Çözüm odaklı gevşeme yöntemleri ile yaşamınıza dengeyi ve huzuru geri getirebilirsiniz.
Stresi hayatınızdan tamamen uzak tutmak çözüm olmadığı gibi, çoğu zaman mümkün de değildir. Aslında risklere uygun şekilde cevap verdiğiniz olumlu stres durumları da vardır. Aradaki fark, pozitif stres yaşadıktan sonra her zaman sakin bir duruma dönülmesidir. Olumsuz stres düzeyinizin gerçekte ne seviyede olduğu, durumunuzu ve bununla başa çıkma stratejilerini nasıl değerlendirdiğinize bağlıdır. Stres, zihinsel değerlendirmenizin bir sonucudur.
Kendi stres seviyenize ne derecede katkıda bulunduğunuzu fark ettikten sonra, durumunuzu etkili bir biçimde değiştirebilirsiniz.
Yürüyüş yapmak, şarkı söylemek, yemek yapmak, kitap okumak ve spor yapmak gibi aktivitelerin rahatlatıcı etkisi olabilir. Burada önemli olan, hobinizi yerine getirilecek bir “görev” olarak görmemenizdir. Özellikle günlük hayatta oradan oraya koşuştururken, her şeyi bir stres faktörüne çevirme eğiliminde oluruz. Bu nedenle gevşeme teknikleriyle stresinizi azaltmanızı tavsiye ediyoruz. İşte size önereceğimiz bazı yöntemler:
Gevşeme egzersizleri, hedefe yönelik bir etkiye sahiptir ve uygulaması kolaydır. İç huzursuzluğunu, gerginliği ve korkuları azaltmaya ve adım adım bilinçli rahatlama sağlamaya yardımcı olurlar.
Farkındalık egzersizleri: Etrafınızda olup aslında sizin için önem taşımayan şeyleri fark ettiğinizde, «farkında» olursunuz. Bu sayede, gerçek gereksinimleri ayırt etme yeteneğiniz artar. Kibarca “hayır” demek ya da bir görevi daha sonraya ertelemek gibi seçenekleriniz olduğunu görürsünüz. Farkındalık, size daha fazla özgür irade sağlar ve sonuç olarak daha az strese ve zayıflık hissine yol açar. Örneğin, bu alanda bilinen bir yöntem, Amerikan moleküler biyolog Jon Kabat-Zinn tarafından geliştirilen farkındalık temelli stres azaltma yöntemidir (MBSR). Budist kökenlere dayanan ama dini inançlardan bağımsız olan bu yöntemde örneğin, nefes alıp verme ve onunla ilişkili olan karın duvarını kaldırma ve alçaltma gibi bireysel kas hareketlerine yoğunlaşırsınız. Meditasyon yapmak da günlük yaşamda daha dikkatli olmanıza yardımcı olur.
Otojen egzersiz: Otojen egzersiz sırasında, önce ruhunuzu (“otojenik”) ve dolayısıyla vücudunuzu otomatik olarak gevşetirsiniz. Bir grup lideri, bir CD kaydı ya da kendi düşünceleriniz vasıtasıyla, sizde belirli duyguları tetikleyen cümleleri tekrar tekrar dinlersiniz.
Örneğin, “Sağ kolum ağır” veya “Sağ kolum ılık”. Bu şekilde, tüm vücudunuzda adım adım ilerlersiniz. Düzenli uygulamayla bu cümleler bilinçaltınıza ulaşır, vejetatif sinir sisteminin sinir uyarılarına dönüştürülür ve kalp atışı, solunum, mide-bağırsak aktivitesi, kasların ve cildin kan dolaşımı ve ısı dengesi gibi vücut fonksiyonlarını etkiler.
Progresif kas gevşetme: Bu yöntemle önce vücudunuzu, sonra ruhunuzu gevşetirsiniz. Vücudunuzda adım adım ilerleyerek belirli kasları sıkın, birkaç saniye tutun, nefes verdiğinizde gevşeyin ve 60 saniyeye kadar gevşemenin etki göstermesine izin verin.
Elbette daha birçok farklı gevşeme yöntemi vardır. Örneğin:
Size en uygun olanı bulup hayatınıza günlük bir egzersiz eklemenizi öneriyoruz.
Yoğun çalışma hayatında, bilgisayarın önünde fast food yiyecekler tüketilerek sağlıklı beslenme alışkanlıkları genellikle ihmal edilir. Neyse ki, sizin için uygun alternatifler var! İşte bazı öneri ve fikirler:
Hangimiz sabah kahvaltısı sırasında gazete okumuyor, yürürken hızlıca bir şeyler atıştırmıyor veya bilgisayar ekranının önünde hızlıca öğle yemeğini geçiştirmiyoruz? Genelde, bilinçli ve sağlıklı bir şekilde beslenmek için zaman ayırmaktan kaçınıyoruz.
Ancak uzun vadede, bu tür alışkanlıklar sağlığımıza zarar verebiliyor. Bilim insanları beslenme, egzersiz ve strese karşı tutumumuzun birbiriyle etkileşen unsurlar olduğunu ifade ediyor. Stres dolu günlük yaşantımızda neyi nasıl yediğimiz çok önemli olduğundan sağlıklı beslenme alışkanlıklarını ihmal etmememiz gerekiyor.
Stres altındayken vücudumuz temel besin maddelerine, vitamin ve minerallere daha fazla ihtiyaç duyar
Hızlı hareket etmemiz gerektiğinde, genellikle fast food yiyecekler, sandviçler ve hazır yemekler gibi, şeker ve yağ bakımından zengin yiyeceklere yöneliriz. Oysa stres altındayken vücudumuz temel besin maddelerine, vitamin ve minerallere daha fazla ihtiyaç duyar
Bu nedenle, özellikle stresli çalışma hayatında, vücuda temel besin maddeleri, vitamin ve minerallerden zengin, sağlıklı besinler sağlamak gerekir.
Günlük çalışma hayatı için öneriler:
Bilgisayar ekranının önünde hızlı bir öğle yemeği yemekten kaçının, bunun yerine öğünlerinize yeterince zaman ayırın. Bu sayede daha verimli çalıştığınızı göreceksiniz.
Günlük çalışma hayatında sağlıklı beslenmenin yarattığı farkı hemen fark edeceksiniz!
Yaşam kalitesi ve performans yakından ilişkilidir. Gündelik sorumluluklar bizi fazlasıyla yorduğunda, hoşumuza giden aktiviteler bile eğlenceli olmaktan çıkar. Bu, acilen bir şeyi değiştirmemiz gerektiğinin bir işaretidir ancak bunu başarmak çok kolay olmayabilir.
Verimliliği optimize etmek söz konusu olduğunda, çoğumuz daha hızlı ve daha etkin bir şekilde çalışmak zorunda olduğumuza inanıyoruz. Oysa Metabolik Balance’da farklı bir verimlilik tanımımız var: bize göre verimlilik, günlük sorumluluklarınızı sağlıklı bir şekilde yerine getirmek için kendi enerji dengenizi korumanız anlamına gelir. Öte yandan, kendinizi baskı altına sokar ve ihtiyaçlarınızı görmezden gelirseniz, bu yalnızca olumsuz strese, aşırı zorlanmaya ve en kötüsü tükenmişlik sendromuna yol açacaktır. Sağlıklı bir verimlilik, her şeyden önce yeterli dinlenme, egzersiz ve sağlıklı beslenme gibi hoş ve eğlenceli şeylerle sağlanabilir.
Kendiniz için huzur adacıkları yaratın: Bazen telaşlı günlük rutin sırasında dengenizi yeniden kazanmanız için sadece beş dakikalık bilinçli bir mola yeterlidir. Meditasyon, düşünce seyahatleri, kısa bir şekerleme ya da doğada bir yürüyüş gibi huzurlu kaçamakları günlük hayatınıza yerleştirin. Eğer 1 saatiniz veya daha fazla vaktiniz varsa, kas gevşemesi veya otojenik egzersiz gibi stresle başa çıkmaya yönelik özel yöntemlere başvurabilirsiniz.
Temiz havada dolaşın, hareket ve oksijen kombinasyonu sizi şarj eder. Hafif dayanıklılık sporları da idealdir. Temiz havada yapılan günlük bir yürüyüş iş ve psikolojik stresi dengeler. Ruh halinizin nasıl düzeldiğini fark ettiniz mi? Dışarıda ne kadar düzenli hareket ederseniz, kendinizi o kadar az bitkin hissedersiniz. Önerimiz: Sabah yürüyüş yapmanın tadını çıkarın ve güne iyi bir ruh hali ile başlayın!
Sağlıklı bir beslenme tarzınız olsun çünkü doğru beslenme, beynimizi, düşünme ve konsantre olma yeteneğimizi doğrudan etkilediğinden sağlığımızın ve verimliliğimizin temelini oluşturur. Yapılan her işte ılımlı olmak, aşırıya kaçmamak zihinsel zindeliği arttırabilir. Örneğin, Japonya'nın Okinawa bölgesinde, dünyanın herhangi bir bölgesinden çok daha fazla oranda 100 yaşını geçmiş insan bulunuyor. Onlar sağlıklı beslenmelerine ek olarak, altın bir kurala sahipler: “Sadece mideniz yüzde 80 doluncaya kadar yemek yiyin!” Sonuç olarak bilinçli şekilde ve ölçülü yemek yiyenler ilerleyen yaşlarında daha zinde oluyorlar.
Zihinsel ve fiziksel zindeliğinizi korumak için günlük yaşamda sağlıklı yiyecekler yemek istemez misiniz? Doğal içeriklere ve dengeli bir beslenme felsefesine dayanan tariflerimizi bir deneyin.
Dengeli bir yaşam sürmek, hem işte hem de özel hayatınızda daha mutlu ve verimli olmanızı sağlar. Üstelik bu dengeyi kurmak hiç de zor değildir! Size sunacağımız ipuçlarını ve pratik alıştırma önerilerini lütfen deneyin!
Hayatımız sadece işten ibaret değil ama işimiz bize çok şey katıyor. Bazılamız yeteneklerini ve vizyonlarını meslekleri sayesinde keşfediyor ve birçoğumuzun işi sayesinde özgüveni artıyor. Ayrıca kabul etmemiz gerekir ki işimiz sayesinde yaşamamız için gereken geliri sağlayarak hayatımızı güvence altına alabiliyoruz.
Bununla birlikte, işimizi hayatımızın %100 odağı haline getirmek bizi strese ve tükenmişlik sendromuna sürükleyebilir. İşverenimiz esnek çalışma saatleri, çocuk bakımı ve sağlık eğitimleri gibi avantajlar sunmasa bile, iş ve özel yaşam arasında sağlıklı bir denge kurmak çok önemlidir.
Çalışma hayatınızla özel yaşam arasındaki dengeyi küçük dokunuşlarla kontrol altına alın
Kariyer hedeflerinizi kontrol edin: Sizi neler motive ediyor, hedefleriniz neler? Profesyonel anlamda daha fazla başarı, sosyal alanda daha fazla tanınma, belki de daha yüksek bir gelir mi istiyorsunuz? Ya da işinizde daha bağımsız ve daha fazla tatmin olmak mı istiyorsunuz? Bu soruları dürüstçe cevaplarsanız, önceliklerinizi daha doğru olarak belirleyebilirsiniz.
Mevcut aktivitelerinize bir mercek tutun: Hala doğru işte mi çalışıyorsunuz? Yoksa yaptığınız iş aslında sizin için asla doğru iş değil miydi, ya da koşullar mı değişti? İşinizden keyif alıyor musunuz? Kendi ihtiyaçlarınızı sadece özel hayatınızda gerçekleştirmek gibi bir zorunluluk yoktur. İşiniz de size keyif vermelidir! Her sabah ofise olumsuz duygularla sürünerek gitmek, uzun vadede sizin için tam bir stres kaynağı olacaktır. Belki de mevcut işyerinizde sizin için bir eğitim fırsatı veya size daha uygun bir iş olanağı vardır.
İş-özel yaşam dengesi, küçük adımlarla ve sağlıklı ritüellerle sağlanır. Fiziksel egzersizler, günlük hayatın ortasında bile tekrar dengeye kavuşmanızın harika bir yoludur. Size iç ve dış dünyanızı dengeye kavuşturacak bazı alıştırmalar sunuyoruz:
Dış dünyanızda ne kadar dengeli, dik bir vücuda sahipseniz, iç dengeniz de o kadar güçlü olur. En basit egzersizler bile daha iyi denge kurmanızı sağlayabilir. Üstelik bu egzersizler neredeyse her yerde ve hiçbir alete ihtiyaç duymadan uygulanabilir.
Otobüs durağında uygulamak için ideal bir egzersiz! Otobüs bekleme süresini kısa bir egzersizle değerlendirin ve bunu istediğiniz sıklıkta tekrarlayın.
Bu egzersiz size esneklik katar, sizi rahatlatır ve iyi bir duruş ve konsantrasyon sağlar. Uygulamanız için en uygun zaman sabah ve/veya akşam saatleridir.
Stres, çok fazla ya da çok az iş: birçok insan işini tatmin edici bulmuyor. Elbette mükemmel iş diye bir şey yoktur ancak ağır iş yükü altında kendimizi gittikçe daha bitkin, hatta tükenmiş hissediyorsak, doğru işte miyiz diye sormanın zamanı gelmiş demektir.
Size de tanıdık geliyor mu: Sizi içten tatmin eden bir işiniz var. Motivasyonunuz yüksek, çünkü değerli bir şey yapıyorsunuz. İşinizde iyisiniz ve işinizi zevkle yapıyorsunuz. En güzeli de bu işi yaparken gereksiz çaba sarf ettiğinizi düşünmüyor, aksine, içsel olarak güçleniyor, yaratıcılığınızı ve verimliliğinizin arttığını hissediyorsunuz. İşte bu sizin ideal mesleğiniz. Aksine, bir işi severek yapmıyorsanız bunun tam tersi olur. “Kendini toparla, herkes bu yollardan geçiyor” gibi cümlelerle kendinizi zorlasanız da sonunda kendinizi bitkin ve boş hissedersiniz.
Bizler, düşünen ve hisseden canlılar olarak sürekli gelişmek ve yaratıcı olmak istiyoruz. İdeal olanı, mesleğimizde kişisel beceri ve yeteneklerimizi de kullanabilmemizdir. Ancak, çoğumuz için bu maalesef mümkün değildir. Bunda hayatın diğer alanlarındaki zorluklar da etkili olabilir. Örneğin, kendilerini işlerinde daha mutlu hissetmek için free-lance çalışanlar maddi zorluklarla karşılaşabilir, hayalindeki işi yurtdışında bulanlar sevdiklerinden ve alışık oldukları çevreden uzak kalmak zorunda kalır.
İyi haber şu ki, "ideal" mesleğinize kavuşmak için hayatınızı alt üst etmek zorunda değilsiniz.
Anlamlı bir iş her zaman dünyayı değiştiren büyük bir şey olmak zorunda değildir. Birçok insan, ilham verici aktivitelerle mutlu oluyor. İşimizde ya da hobilerimizde yaratıcılığımızı kullanabiliyorsak enerjimiz artar ve aktive oluruz.
Bazen yeteneğimizi işimizin bir bölümünde geliştirmemiz bizim için yeterli olabilir. Belki de işimizin bu bölümündeki sorumluluk alanımızı genişletmek için bir fırsat yaratabiliriz. İşinizde yeteneklerinize daha fazla ihtiyaç duyulan bir yönde gelişmek için kendinize uygun eğitim programları bulabilirsiniz.
Molalar ve küçük aralar yaratıcılığı geliştirir. İşyerinden çok, sık sık yürüyüşlerde veya duşta iyi fikirlerin ortaya çıkması hiç şaşırtıcı değildir. Çünkü günü tamamlama telaşı içerisinde yapılan kontrollü davranışlar, dünyaya dar bir açıdan bakmaya yol açar. Bundan kurtulmak için günde birkaç kez derin nefes alın, daha fazla denge için önerdiğimiz alıştırmaları uygulayın.