Kendinizi iyi hissettiğiniz bir yaştaysanız ve yaş alma, sağlık ve zindelik konularına giderek daha fazla ilgi duyuyorsanız çok doğru bir şey yapıyorsunuz demektir. Çünkü dünyada olduğu gibi ülkemizde de ortalama yaşam süresi son yıllarda istikrarlı bir şekilde arttığından, yaşlılıkta sağlıklı ve zinde olmak gittikçe önem kazanan bir konu haline geldi.
Elbette doğal yaşlanma süreci fiziksel değişiklikleri de içerir, ancak sağlıklı bir yaşam tarzıyla bu değişiklikler de sorunsuz bir şekilde yaşanabilir. Bilinçli bir beslenme ve egzersizle sağlık sorunlarını önleyebilir ve en güzel yaşlarınıza yaşama sevinci ile başlayabilirsiniz.
Temel besin maddelerine olan ihtiyacınızı karşılamak için dengeli bir beslenme tarzınız olsun.
Bilinçli beslenme ve egzersize ek olarak, temiz hava ve yeterli uyku vücudun kendi savunma sistemini güçlendirir.
Yaşlılıkta eskiye oranla daha az enerjiye ihtiyacımız olur, ancak, temel besin maddeleri, vitamin ve minerallere olan ihtiyaç artar. Fazla kiloyu veya vücudumuzda herhangi bir eksikliği önlemek için hangi yiyeceklere ve yeme alışkanlıklarına yönelmeliyiz?
Kalsiyum, D vitamini, B12 vitamini, folik asit ve çinko gibi temel besin maddeleri yaşlılıkta vazgeçilmez besinlerdir. Bunların birbirlerini etkilediklerini de bilmek önemlidir. Örneğin, B12 vitamini eksikliği, vücudun folik asiti kullanabilmesini engelleyebilir. Ayrıca stres besin maddelerinin emilimini yavaşlatabilir. Bu nedenle dengeli ve uyumlu bir yaşam tarzı, sağlıklı beslenmede önemli bir rol oynar.
Yemeğinizin yüksek besin değerine sahip olduğundan eminseniz bu önerilerimizi günlük yaşantınıza kolaylıkla taşımış olursunuz. Temel besin maddelerinden zengin yiyecekler, enerji içeriklerine oranla vitamin ve mineral açısından çok daha zengin gıdalardır. Bu, özellikle meyve ve sebzeler için değil aynı zamanda baklagiller, tahıllar, patates ve et için de geçerlidir. Yemeklerinize taze otlar, maya gevreği, filiz ve filizlenmiş tohumlar (buğday tohumu, kahverengi darı vb.) ekleyerek öğünlerinizin besin değerini arttırabilirsiniz. Soğuk sıkım, yüksek kaliteli yağlar, kolayca sindirilebilir proteinler (örn. balık) ve yeterli miktarda sıvı alımı da şarttır.
Vücutta sıvı eksikliğinin beden ve zihin üzerinde çok büyük etkileri vardır. Yeterli sıvı almamak sadece baş ağrıları, düşük tansiyon ve idrar yolu enfeksiyonları gibi fiziksel sorunlara yol açmakla kalmaz, kısa süreli belleği ve beynin bilgileri işleme sürecini kötü etkilediğinden unutkanlık ve düşme eğilimi gibi tipik yaşlanma belirtilerine sebep olur.
Evinizde kolayca uygulayabileceğiniz, masrafsız ve size özel küçük bir kaplıca tedavisine ne dersiniz?
Öneri: Mineral tuzlarla cildinizin asiditesini azaltan bir alkali banyo ile kendinizi şımartın!
Menopozun rahatsız edici semptomlarına katlanmak zorunda değilsiniz! Bu dönemdeki hormonal değişikliklerle baş etmenin ve rahatsızlık veren semptomları hafifletmenin birçok yolu vardır. Örneğin beslenme tarzındaki bir değişiklik!
Menopoz 10 yıla kadar sürebilir! Bazı kadınlarda semptomlar 35'te başlarken diğerlerinde 50’lerinde başlayabilir. Her durumda, bu “daha önemli şeylere geçiş sürecini” (menopoz sürecinin tümüne verilen isim olan “klimakterium”un kelime anlamı budur) hayatınızın özel bir aşaması olarak kabul etmekte fayda var. Bu dönemde kendinize dikkat edin, kendinizi şımartın ve kendinize güvenerek zorlukları atlattın.
Genelde, “orta yaşa” gelindiğinin ilk belirtileri fiziksel değişimlerdir. Hormonal değişikliklerin bir sonucu olarak, yumurtalıklar yavaş yavaş etkinliklerini kaybeder ve kadın cinsiyet hormonlarının, östrojen ve progesteronun üretimi azalır. Adet görme düzensizleşir ve sonunda tamamen durur. Birçok kadın sıcak basmalarından ve uyku bozukluklarından şikayet eder. Kas kütlesi azaldığından günlük enerji ihtiyacı da azalır. Beslenme tarzlarını değiştirmeyen kadınlar hızla kilo alabilir bunun sonucunda da diyabet, yüksek tansiyon, yağ metabolizması bozuklukları ve kalp-damar hastalıkları riski artabilir. Hormonların iniş çıkışları birçok kadının ruh halini de etkiler; bazılarında keskin duygu dalgalanmaları ve hatta depresyon görülebilir. Yaşama arzusunu kaybederek kendini boş ve işe yaramaz hissenler bile olur.
Ama biz bu dönemde, menopoza ve hepsinden önemlisi kendinize olumlu bir şekilde yaklaşmanız için size yardımcı olacak öneriler sunmak istiyoruz:
Erkekler de andropoza girer ve belli bir yaştan itibaren fiziksel ve zihinsel değişikliklere maruz kalırlar. Önemli olan bu dönemde kendinize ve vücuduna çok iyi bakmanız ve yeni projeler başlatmanızdır.
Andropozda cinsel hormonların üretimi azalır. Testosteron miktarı, 40’lı yaşlardan itibaren yıldan yıla azalır. Ancak bu herkes için geçerli değildir: yapılan bir çalışmada, incelenen erkeklerin sadece beşte birinin testosteron düzeyinin düşük olduğu görülmüştür.
Kadınlarda menopoz çok bireysel bir durumdur ve 75 yaş civarında sona erer. Öte yandan, erkeklerde andropoz sinsice ilerlediği için semptomlar daha az belirgindir. Ancak, tipik menopoz semptomlarına benzer semptomlar da yaşanabilmektedir. Bu dönemin psikolojik zorlukları da hafife alınmamalıdır.
Değişmiş hormon dengesine dair tipik semptomlar:
Fiziksel değişimlerden bağımsız olarak, birçok erkek orta yaşa geldiğini kabul etmekte zorlanır, birçoğu hayatlarını sorgulamaya başlayabilir. Bu muydu yani? Başka neler yapmak istiyorum? Kendinizi fazlasıyla kariyerinizle tanımladıysanız, kaybetme hissi ve artık işe yaramama korkusuyla karşı karşıya kalabilirsiniz.
Hipertansiyonda beslenme önemli bir rol oynar. Yemek yerken birkaç kurala uyarak kan basıncınızın düşmesine katkıda bulunabilirsiniz.
Ülkemizde, Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre yetişkinlerin yaklaşık %35’i, 40 yaşın üzerindekilerin ise %50’si yüksek tansiyon hastası. 2015 yılında Almanya’da Robert Koch Enstitüsü'nün yaptığı bir araştırmaya göre, 70-79 yaşları arasındaki dört kişiden üçü yüksek tansiyondan şikayetçi. Peki tansiyonunuz ne zaman yüksektir? Bunun basit cevabı şu şekildedir: Farklı günlerde tansiyonunuz 140 - 90 mmHg (milimetre cıva) veya daha yüksek, çıkarsa, bu yüksek tansiyon sorununuz olduğu anlamına gelir.
Ancak, iyi haber şu ki, hipertansiyon tedavi edilebilir. Profesyonel tıbbi tedavi ve doğru ilacı almak çok önemlidir, ayrıca yeterince egzersiz yapmak ve dinlenmek de önemlidir. Çok sayıda çalışma, bazı yiyecekler sayesinde şaşırtıcı derecede düzelme görülebileceğini de kanıtlamıştır.
Düzenli egzersiz yapanlar sadece kronik hastalık riskini azaltmakla kalmaz, aynı zamanda zihinsel ve fiziksel olarak da formda kalırlar. Peki günlük hayatınızda ne kadar aktifsiniz? Yeni sağlıklı alışkanlıklar edinmek için neler yapabilirsiniz?
Egzersiz eksikliği, gerçek bir sağlık riskidir. Bu, çocuklar ve gençler için olduğu kadar yetişkinler için de geçerlidir. Düzenli egzersiz yapmak bağışıklık sistemini güçlendirdiğinden diyabet, osteoporoz ve yüksek tansiyon gibi hastalıklara karşı alınabilecek en iyi önlemdir. Hastalığa yakalananlar da uygun spor yardımıyla hastalığın ilerlemesinin önüne geçebilirler.
Fiziksel olarak aktif insanlar yaşlılıkta da formda kalarak hem sosyal hem de sağlıklı olmayı başarırlar. Bunun başlıca nedeni spor yapma alışkanlığı sayesinde sosyalleşerek yeni insanlar tanımaları, hayata bağlılıklarını sürdürerek depresyon ve yalnızlıktan uzak durmalarıdır. Spor aynı zamanda sağlıklı bir kiloda kalmanıza yardımcı olur.
Öte yandan, yaşlandıkça yeni, sağlıklı aktivitelere başlamak zorlaşmaktadır. Özellikle de daha önce spora hiç meraklı olmadıysanız... Beslenme tarzındaki bir değişiklik sayesinde, vücudunuz Foxa 2 gibi enzimleri giderek daha fazla salgılar ve bu sayede enerjiniz ve hareket etme isteğiniz artar.
İnsan vücudu her yaşta sporu ve hareketi sevmeye devam eder. Sağlığınıza, fiziki durumunuza ve kişisel tercihlerinize bağlı olarak, belirli sporlar sizin için daha uygun olabilir. Hangileri olduğunu bulun!
Her egzersiz, dayanıklılık, esneklik, kas kuvveti ve denge şeklindeki dört farklı fiziksel gücü değişik oranda harekete geçirir. Bir spor dalı, tercihlerinize ve fiziksel özelliklerinize uygunsa sizin için doğru seçimdir. Örneğin, fazla kilo veya osteoporoz durumunda, yalnızca belirli egzersiz türleri sizin için uygun olacaktır. Tedbirli olmak istiyorsanız, en iyisi doktorunuzun sizi kontrol etmesi ve tavsiyede bulunmasıdır.
Dayanıklılık sporlarında, vücut uzun bir süre boyunca hareket halindedir. Tipik dayanıklılık sporları yürüyüş, koşu, hızlı yürüyüş, Nordik yürüyüş, bisiklet ve yüzmedir.
Dayanıklılık sporlarının avantajları:
Esneklik yaşam kalitemiz için çok önemlidir Esneklik sayesinde örneğin, doğru duruş şekline kavuşabilir ve postürünüze zarar vermekten kaçınabilirsiniz. Esnekliği destekleyen sporlar, örneğin:
Bu egzersizleri çok yumuşak ve sağlıklı bir şekilde uygulayabilirsiniz. Ancak, yeni bir spora başlayacaksanız bunu profesyonel rehberlik altında yapmalısınız.
Denge, sağlam ve güvenli bir duruş için ön koşuldur. Aynı zamanda hem beden hem de ruh üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Siz de çeşitli alıştırmalarla dengenizi artırabilirsiniz! Temel ilke, vücudunuzu dengesiz bir pozisyona getirerek dik ve düz durabilmektir. Tipik bir denge egzersizi tek ayak üstünde durmaktır. Bu alıştırmaların avantajı, evde de yapılabilmeleridir.
Merdivenleri yürüyerek çıkmak, alışveriş poşetlerini elde taşımak gibi çok sayıda günlük aktivite için kas gücüne ihtiyacımız var. Güçlü kaslara sahip olanlar ayrıca stabil kemiklere, esnek ve sağlıklı eklemlere ve dik bir duruşa da sahiptir. Fiziksel gücünüzü, halterler, ağırlıklar veya uzman ekipmanlarla, kuvvet antrenmanı yaparak artırabilirsiniz.