YoYo Etkisi Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey!

Yoyo etkisinden kim korkmaz ki? Diyelim ki kalori kısıtlayıcı bir diyet uyguladınız ve istenen kiloya kavuştunuz. Ardından normal yeme düzeninize döndünüz ve kısa sürede verdiğiniz kiloların tümünü aldığınız gibi başlangıç kilonuzun da üstüne çıktınız. Beslenme uzmanları bu durumu yoyo etkisi olarak adlandırıyor. Günümüzde kalori kısıtlayıcı diyetler yapıp kilo veren, ardından fazlasıyla geri alan birçok kişi sürekli bu kısır döngüyü yaşıyor.

Almanya’da yapılan güncel bir araştırma, kadınların yaklaşık %82'sinin son iki yıl içerisinde çeşitli diyetler uyguladığını, ancak çoğu zaman verilen kiloların kısa zamanda fazlasıyla geri alındığını ortaya koyuyor. Tekrar tekrar denenen diyetler ve ardından gelen yoyo etkisiyle, her seferinde daha fazla kilo alınıyor ve başlangıç ağırlığının çok daha üstüne çıkıldığından kilo vermek gittikçe zorlaşıyor. Ayrıca, yapılan bir araştırmada [Ärzte Zeitung App, 27.11.2014], bu şekilde kilo verip alma kısır döngüsüne giren fazla kilolu kişilerde, zaten normal kilolulara oranla daha yüksek olan Tip 2 diyabete yakalanma riskinin %80 oranında arttığı gözlenmiştir.

 

YoYo Etkisi Nasıl Önlenir?

Metabolic Balance uygulayarak metabolizmanızı düzenlemeye karar verdiğinizde, yoyo etkisinden korkmanıza gerek yoktur. Metabolic Balance kısa vadeli bir diyet değil, en son bilimsel bulgulara göre etkili ve kalıcı bir şekilde kilo vermenizi sağlayacak bir beslenme değişikliğidir. Kısa vadede kilo kaybı hedefleyen diğer uygulamalardan farkı da tam olarak budur. Kişiye uygun olarak düzenlenmiş bir metabolizma programıyla sağlıklı ve aşamalı şekilde kilo verenler yoyo etkisiyle pek karşılaşmazlar ve  kiloları uzun süre sabit kalır. Bu durumun basit bir tıbbi açıklaması vardır.

Protein YoYo Etkisini Durdurur

Metabolic Balance’ın kurucusu Dr. med. Wolf Funfack, beslenme konusunda yıllar boyu yaptığı yoğun çalışmalar sonucunda proteinin yo-yo etkisini durdurduğunu fark etti.

Kilo verdirici diyetlerin çoğu karbonhidrat ve / veya kalori azaltmaya, aynı zamanda tek tip beslenmeye dayalıdır. Yoyo etkisinin nedeni tam da burada yatıyor: Bu tarz diyetlerde, vücut kendisini kendi proteinleriyle besler, başka bir deyişle kendi protein rezervlerini kullanarak kas kaybına neden olur. Bu gibi diyetlerin sonunda, vücut, oluşan protein açığını gidermeye çalışır ve iştah artışı vücut proteini tekrar %100 seviyesine çıkana kadar devam eder. Bu arada, vücutta sürekli yağ depolanır.

 

Minnesota Deneyi

Daha 1950'de bilim adamları yoyo etkisi üzerinde çalışıyorlardı. Bu konudaki en iyi sonuçlar Minnesota deneyi sayesinde elde edilmiştir. [Dullo, A.G. et al Am.J.Clin.Nutr. 1997; 65: 717-723 Poststarvation Hyperphagia and body fat overshooting in humans Prof. Ancel Keys.] Bu deney için, bir grup Amerikan askerine, Avrupa'da cepheye gitme yerine bu deneye katılma seçeneği sunuldu. Böylece 32 sağlıklı, normal kilolu erkek bir laboratuvarda 56 hafta süresince izlendi. Deney 3 aşamada gerçekleştirildi.

Kalori alımını sınırlandırıp tekrar arttırma

İlk 24 hafta boyunca askerler, %17 yağ, %25 protein ve %58 karbonhidrat dağılımına sahip besinlerle, kalori ihtiyaçlarının sadece %50'sini aldılar. Bu 24 hafta boyunca askerler, vücut yağlarının %70'ini ve vücut protein içeriklerinin %17'sini kaybettiler, aynı zamanda sürekli aç ve mutsuzdular.

İkinci aşamada, askerler, 1. aşama'dakiyle aynı dağılıma sahip besinlerle kalori ihtiyaçlarının %100'ünü aldılar. İkinci aşama 11 hafta sürdü. Bu aşamada, askerlerin vücut yağları %50 oranında, arttı, yağ oranları %80’e ulaştı. Ancak, askerlerin vücut proteinleri aynı dönemde sadece %5 oranında arttı, böylece vücudun protein seviyesindeki azalma %12 oldu.

Yağ depoları çabucak dolar ancak protein rezervleri çok daha yavaş artar

Üçüncü ve son aşamada (8 hafta) askerler neyi ne kadar yiyecekleri konusunda tamamen özgür bırakıldı. Askerlerin tamamen kendi istedikleri şekilde seçtikleri yiyecekler ortalama %35 yağ, %14 protein ve %51 karbonhidrattan oluşuyordu. Askerler ihtiyaçları olan kalorinin %50 fazlasını tüketmişlerdi. Üstelik, bu aşamada vücut yağları %174’e ulaşmış, yani deneyin başlangıcına oranla %74 artmıştı. Ancak, vücut protein oranları henüz %98’di.

İnsanın bir protein hafızası vardır ve vücut proteini tamamlanana, yani %100 seviyesine erişene kadar açlık hissi devam eder.

 

YoYo Etkisi Olmadan Mutlu, İnce ve Tok

Lahana çorbası diyetleri veya meyve suyu kürleri gibi tek yönlü diyetler yağları azaltmaz, genellikle kas kaybına neden olurlar. Diyet sırasında psikoloji bozulur çünkü vücut ihtiyacı olan besinleri alamaz. Ardından psikoloji daha da bozulur çünkü bu kez de yoyo etkisi başlamıştır.

Protein alımının kilo kaybı üzerindeki etkisi, Avrupa çapında yapılan araştırma projesi Diogenes (Diyet, Obezite ve Genler) tarafından da doğrulandı: Sonuç olarak protein açısından zengin bir diyetin, normal beslenmeye geçildiğinde, düşük proteinli diyetlere oranla kilo alımını daha iyi önlediği görüldü. Öte yandan dengeli, proteinden zengin besinler bir yandan diyet sırasında kas kaybını önlerken, diğer yandan kişiyi uzun süre tok tutarlar. Çalışma sonucunda kilo vermek için diyet uygularken protein içeriğini yüksek tutan kişilerin, normal yeme düzenine döndüklerinde daha az kilo aldıkları doğrulanmıştır.

 

Dr. med. Wolf Funfack Anlatıyor: YoYo Etkisi Nasıl Oluşur!

Hem düşük karbonhidrat hem de düşük kalorili diyetlerde vücut çok fazla protein tüketir. Bunun nedeni vücudumuzda belirli organların, yani beynin, üreme organlarının ve kırmızı kan hücrelerinin enerji için yalnızca glikozu kullanabilmesidir. Vücutta yeterli karbonhidrat bulunmadığında kas hücreleri yağ yakabilirler, ancak beyin yağ yakamaz, muhakkak karbonhidrata ihtiyaç duyar. Beynin ve üreme organlarının insüline gerek duymadan glikozu hücre içine çekebilmeleri bunun en net göstergesidir.

Eğer kas hücrelerinde yeterli glikoz yoksa, insülin sayesinde reseptörler harekete geçer ve hücre içine glikozu alırlar. İnsülin direnci olduğunda ise, hücreler glikozla doludur ve daha fazla glikoz absorbe edemezler. O yüzden de kasların içindeki insülin reseptörlerin küçülür.

Beyinde ise bu mekanizma farklıdır. Düşük kalori ve az karbonhidratla beslenirsek, beyin ihtiyaç duyduğu glikozu yeterince edinemez. Bu durumda, beyni korumak için vücut başka bir mekanizmayı devreye sokar, kendi proteinlerini biyokimyasal bir işlemden geçirip glikoza çevirir. Bu şekilde oluşan protein kaybı nedeniyle, vücut rezervleri en kısa sürede doldurmak ister, böylece açlık hissi artar.

 

Metabolic Balance İle YoYo Etkisini Etkili Şekilde Önleyin

Metabolic Balance beslenme ve metabolizma programı düzenlenirken, her bir besin öğesinin (proteinler, yağlar ve karbonhidratlar) yeterli miktarda ve dengeli bir oranda alınmasına özen gösterilir. Böylece vücudun glikoz üretmek için kendi proteinlerini yakması gerekmez. Bu sayede yoyo etkisi neredeyse hiç oluşmaz.

Metabolic Balance’a göre sağlıklı beslenme, kısa vadeli bir trend değil, daha sağlıklı ve zinde olmak için kalıcı olarak hayata entegre edilmesi gereken sürdürülebilir bir beslenme ve metabolizma programdır.

Beslenme düzenindeki değişikliğin ardından eski sağlıksız yeme düzenline geri dönmeye karar verenler, ulaştıkları hedef kilolarını koruyamadıklarına şaşırmamalıdırlar. Öte yandan, sağlıklı beslenmenin bir yaşam iksiri olduğunun bilincine vararak buna bağlı kalanlar, sağlık, zindelik, özgüven ve ideal vücut ağırlığına sahip olarak kendilerini ödüllendirirler.

Metabolic Balance olarak misyonumuzun onaylanmış olduğuna inanıyoruz:

Doğru beslenme size enerji ve zindelik verirken bir yandan da fazla kilolardan kurtulmanıza yardımcı olur üstelik yoyo etkisi yaşamazsınız.

Üstelik Metabolic Balance sayesinde bunu zorlanmadan ve kalori hesaplamadan keyifli bir şekilde yaparsınız!

Kendinizi Metabolic Balance’a bırakın ve yoyo etkisi olmadan, aç kalmadan, lezzetten taviz vermeden size nasıl yardımcı olduğumuzu görün.